İnsan yeryüzünde var olmaya başladığından beri kendisine verilen düşünme, yapma, uygulama, geliştirme yeteneklerini kullanmış ve böylece kendisine bir yaşam biçimi, formu oluşturmuştur. Bu döngü hiç azalmadan, bozulmadan insanın hem kendisini hem de çevresini değiştirecek ölçülerde süregelmiş ve bundan sonra da süreceği düşünülmektedir. Hatta dünya denen gezegenin dışında da yeni yaşam alanları aramak, bulmak veya oluşturmak için her geçen gün hızla ve büyük bir çabayla arayışlar sürmektedir. Heraklitos’un “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” ifadesinde olduğu gibi bu süreç yeryüzünde insan var olduğu sürece işleyecek ve değişimin sonuçları da ekonomiyi, toplumsal hayatı, kültürü, teknolojiyi, yaşam anlayışını, bireysel ilişkileri ve aile yapısını, kullanılan araç, gereç ve eşyaları etkileyecek değiştirecektir. Ülkelerarası, kıtalararası ilişkiler, pazarlar, rekabet ve çatışma alanları da değişimden payını alacaktır. Küresel rekabetin artması, aynı ürünü üreten işletmelerin tüketici nezdinde kabul görebilir olması için ürünlerinde farklılaşma yoluna gitmelerini zorunlu kılmıştır. Bunun içinde eğitime, tasarıma, yeniliğe ve değişime önem verilmiş ve büyük yatırımlar yapılmaya başlanmıştır. İnovasyon kavramı ile ilgili olarak çeşitli tanımlar yapılmıştır. Kapsamlı bir tanım OECD tarafından yapılmıştır. Buna göre “İnovasyon, yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün veya sürecin, yeni bir pazarlama yönteminin, ya da iş uygulamalarının, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde kullanılmasıdır.” Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi inovasyon hem üründe ortaya konulan farklılığı hem o ürünün üretim sürecindeki, yenilikleri, tüketiciye ulaştırma yöntemlerinde gerçekleştirilen farklılıkları ve bütün bunları yapacak olan organizasyonel yapıdaki değişimi ifade etmektedir. Yani hem bir yapıdan hem bir süreçten hem de sonuçtan bahsedebiliriz. Örgüt kültürü dediğimiz ortamın anlayışın, bakışın düşünce sisteminin birikimin, iş yapış şeklinin yanında rekabetçi olabilmek için inovasyon kültürünün, inovatif bakış açısının ve inovatif düşüncenin de örgüt içerisinde yer bulması, ona alan açılması, yatırım yapılması ve insan kaynağının inovatif kültüre yatkın olması da gerekir. İnovasyon kültürünün olmadığı veya olmasına izin verilmediği işletmelerde inovasyondan bahsetmek ve dolayısıyla rekabet üstünlüğü ve değişime adapte olmaktan bahsetmek de mümkün olmayacaktır. İnovasyon kültürünün örgütte oluşması, yerleşmesi için liderlik tarzının ve yönetim anlayışının da destekleyici unsur olarak mutlaka bulunması gerekir. Yeni düşüncelere kapalı, eski köye yeni adet olur mu zihniyetinde olan yöneticilerin bulunduğu örgütlerde yenilik, yaratıcılık ve inovatif yaklaşımın hayat bulması mümkün değildir. Kitaptaki konuların ana başlıkları: BİRİNCİ BÖLÜM: İNOVASYON VE YARATICILIK 7İKİNCİ BÖLÜM: İNOVASYON VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK 29ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: İNOVASYON VE YÖNETİM 51DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: İNOVASYON VE MATEMATİK EĞİTİMİ 77BEŞİNCİ BÖLÜM: İNOVASYON VE GÜVENLİK 99ALTINCI BÖLÜM: İNOVASYON VE SPOR 113
Tanıtım Metni
Yayın Evi
Umuttepe Yayınları
Kitap Boyutu
16,50 x 23,50 cm