Hoca Ahmet Yesevî, mescidin damında kıbleye döndü, münâcâttabulundu: Kâinatın yaratıcısı lûtfedip yolumuzu verirse, bugün Mekke-i Mükerreme’ye doğru atlanacağız.Nasip olursa Hacerülesved’egözümüzü sürüp, yine ana yurda döneriz. Eğer bir avuç toprağımızyabancı ellere takdir ettiyse, ne çare. Yaradan’ın iradesi... Dönüp sizigöremezsek, razı olun, ata yurt seması! Gariplerin göz yaşı gibi ışıldayansayısız yıldızlar, sizler de razı olun bizden. Geceleri misafir yolcularınyolunu aydınlatan ay, razı olun! Bir anda cemalini gösteren güneş! SizAllah nurunun bir zerresi, yeryüzünde bağları, ekinleri yetiştirip, rızıkhâsıl edicisiniz. Altmış bir yıl ana beşiği gibi mürebbilik ettiğiniz için razıolun! Arıklar, sizden içtiğim suyum için razı olun! Ağaçlar, sizden tattığımşirin-şeker meyvelerim için razı olun! Yeller, yüzümü-gözlerimi okşayıp,mahzun zamanlarımda teselli verdiniz. Güller, çiçekler, sizler dimağımııtırlı kokularla doldurdunuz, bağrıma cennet nefesini üflediniz. Sizler derazı olun! Ey koca Seyhun! Sana cennet ırmağı diyorlar. Tanrı, lezzetlisuyunda yüzümüzü arıtıp paklamayı tekrar nasip etsin. Dânişmentlerinderdi gibi ağır dağlar, miskin, misafir kimsenin hayali gibi sonsuzsahralar, mamur kasabalar, köyler, sizler de razı olun! Kul Hoca AhmetYesevî adlı bir ümmetim var idi, dili keskin, fakat gözü nemli, gönlü gamlıbir kemter kişi idi, diye yâd ediniz. Tâ ki gözüm açık iken, ben de sizleriduâ ile yâd edeyim. Razı olun hepiniz, razı olunuz.
Tanıtım Metni
Yayın Evi
Cümle Yayınları